İstatistik Atölyesi markasında 2013 yılında çalışmalarımıza başlayıp yazının yazıldığı Şubat 2020’ye kadar aralıksız devam ettirdik. Bu süreç içerisinde minimum maliyetler ile işimizi sürdürme şansımızın olması, markanın yaşamına devam etmesinde çok büyük katkı sağladı. Bu yolculukta hizmetlerimize yeni türler eklerken araştırma ve analiz yeteneğimizin yanına pazarlama, marka ve yönetim konularını da ekledik. Süreç içerisinde sürekli olarak girişimlerin hayata geçebilmesi ve yaşamına büyüyerek devam edebilmesinin yollarını inceledik. Ortaya çıkan yeni girişimleri, başarı ve başarısızlık hikayelerini, esnafları, sanayicileri, KOBİ’leri inceledik. Sonuç olarak şu durumu net bir şekilde anladık. Bir girişimin hayata geçebilmesi ve yaşamına devam edebilmesi için iki koşuldan birinin sağlanması gerekir:
1-Yeni bir girişime rahatça bütçe ayıracak kadar sermayeniz olmalı. Bu olduğunda o girişimin faaliyet alanında uzman olmak zorunda değilsiniz.
2-Girişime söz konusu olan faaliyet konusunda uzman kişi siz olmalısınız ve girişiminiz bütçeden daha çok bilgi ve deneyiminize bağlı olmalı.
Konuyu biraz daha açalım. Sermaye için kaynak sorunu olmayan olan kişilerin, yeterince bilgisi olmadığı yeni bir sektöre girmesi düşünüldüğü kadar zor değildir. Sektörün uzmanlarından bir üst düzey yöneticinin girişime dahil edilmesi tüm bilgi açığını ortadan kaldıracaktır. Bu yönetici alanında uzman kişilerden oluşan bir ekip kurabilecek ve girişim faaliyetlerine başlayabilecektir. Yönetici ve çalışanlar, daha önceden sektör deneyimi olan uzman kişiler olduğundan pazar, müşteriler, rakipler ve süreçler hakkında bilgi sahibi olacaktır. Bu da bilgi açığını ortadan kaldırarak rekabet avantajı yaratacaktır. Örneğin otomobil yedek parçası üretimi yapan bir işletmeye sahip olan kişi bir cafe açmak istediğinde çok fazla zorluk yaşamayacaktır. Ancak sizin şahane bir fikriniz var ya da mevcut iş modellerinden birinde siz de faaliyet göstermek istiyorsunuz ve yeterince bütçeniz yok. Bu durumda o işin uzmanı mutlaka siz olmak zorundasınız. Örneğin kurumlar için reklam ajansı hizmet veren bir şirket kurmak istiyorsunuz ve sermayeniz de kısıtlı. Bu durumda en az maliyetli şekilde girişiminizi kurup faaliyetlerinize başlamalısınız. Zaman içerisinde işiniz artacak ve bu da sermaye artışı sağlayacaktır. Bu durum da yeni faaliyet alanları eklemenizi, hizmet alanlarınızı genişletmenizi, ekibinizi büyütmenizi ve daha büyük bir ofise geçmenizi sağlayacaktır. Burada fark yatarabilecek tek konu yatıcımcı faktörüdür. İşiniz için yatırım bulmanız halinde büyüme ve gelişme hızınız da çok ivmeli olacaktır.
Konuyu özetlemek gerekirse girişimcilik günümüzde bir çok kişinin en büyük hayali konumunda. Ancak girişimlerin yatırım alma oranlarını düşündüğümüzde başarılı bir girişimci olmak için iki seçeneğimizin olduğu görülüyor. Bir girişim için ya sermayeniz olacak ya da o girişimin konusunun uzmanı siz olacaksınız ve bu girişim büyük sermaye gerektirmeyen bir faaliyet alanında olacak. Aksi halde yeterince sermaye olmadan, sermaye gerektiren bir girişime başlamak maalesef hüsranla sonuçlanabilmektedir. Günümüz yeterince parası olmadığı halde bina yapıp batan müteahhit, cafe açıp 3 ay içinde kapanan genç, lokanta açıp 1 yıl dolmadan camına devren kiralık yazan hevesli girişimcilerle dolu.
Fikriniz bol, hevesiniz her daim canlı olsun. Unutmayalım ki her yeni girişim bizimle birlikte ülkemize de can vermektedir.
Kaynak: Girişimci Kafası / Oğuzhan Çiçek